Aliya İzzetbegoviç ve Özgürlük Mücadelesi
» - 24 Ekim 2017 15:24

Aliya İzzetbegoviç olmasaydı bugün Bosna olmazdı

1992-1995 yılları arasında yaşanan Bosna Savaşı’nın önemli isimlerinden emekli Tuğgeneral Şerif Patkoviç Kırıkkale Üniversitesinde ‘Aliya İzzetbegoviç ve Özgürlük Mücadelesi ‘ konulu konferans verdi.

İnsan Hak ve Hürriyetleri Topluluğu tarafından Yahya Kemal Salonunda düzenlenen konferansa öğrenciler başta olmak üzere akademik ve idari personel yoğun ilgi gösterdi.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan İnsan Hak ve Hürriyetleri Topluluğu Başkanı Fatih Altıparmak, “Bugün burada dünya tarihinin gördüğü en büyük katliamlardan ve o katliamlara karşı verilen en büyük mücadelelerden biri olan Bosna savaşını ve bu mücadelenin baş kahramanı Aliya İzzetbegoviç’i anmak için toplandık. Hz. Ali (ra) ‘Zulmü engelleyemiyorsanız en azından onu herkese duyurun’ diyor. Bugün Müslümanlar olarak tek yapabildiğimiz maalesef bu zulmü duyurabilmek fakat zulmün hüküm sürdüğü bu çağda daha fazlasını yapmak ve gerekirse rahatımızdan vazgeçmek zorundayız” dedi.

Açılış konuşmasının ardından Aliya İzzetbegoviç’in ziyaret ettiği askerlerin dönemin Bosna Ordusu 7. Müslüman Tugay Komutanı Şerif Patkoviç öncülüğünde tekbir getirdiği video izlendi.Video gösteriminin ardından konuşan Şerif Patkoviç, Böyle programlar düzenlenmesi biz Bosna-Herseklileri çok memnun ediyor. Bizler 24-25 yaşında iken Balkanlar’da Bosna’da yeni tarihi yazan insanlarla beraber olma ve onlarla birlikte mücadele verme şansımız oldu. Bizler Allah’a inanıyoruz, Resulullah Efendimizin (sav) yolundayız ve dinimiz için mücadele ediyoruz. Bizim rahmetli Cumhurbaşkanımız Aliya İzzetbegoviç hayatını o yola feda etti. O savaşın hedefi Balkanlarda küçük, Müslüman bir halk olan Boşnakları yok etmekti. Ne yazık ki bazı insanlar sadece Müslüman ismi taşıdıkları için hayatını kaybetti. Savaş döneminin en kısa özeti budur” dedi.

Şerif Patkoviç, Boşnaklar için Aliya İzzetbegoviç’in neden önemli birisi olduğuna değinerek “1992 yılında biz savaş olabileceğine ihtimal vermiyorduk. Bizim devletimiz bağımsızlığını kazandı ve Birleşmiş Milletler de devletimizi tanıdı. Devlet kurumları yeni yeni kuruluyordu ve resmi bir ordumuz yoktu. Ondan sonra çok sert bir saldırıya uğradık. Müslüman ve Boşnak adını taşıyan her şeye saldırdılar. Biz bunu bugün rahatlıkla söyleyebiliriz ki Aliya İzzetbegoviç olmasaydı Bosna da olmazdı. Güven ailenin, devletin, her şeyin temelidir. Boşnaklar neden Aliya İzzetbegoviç’e güvendi? Çünkü onun Bosna için mücadelesi çok eskiden, gençlik yıllarında başladı. Fikirlerinden dolayı yıllarca hapishanede yattı. Doğu ve Batı Arasında İslam ve İslam Deklarasyonu hapishane yıllarında yazılmış çok önemli eserlerdir. Aliya İzzetbegoviç ve onun gibi insanların kitaplarını sadece öğrenmemiz değil hissetmemiz de lazım. Hissetmezsek anlamamız imkansızdır” dedi.

Kararlı mücadelenin önemine ve gönül birliğine vurgu yapan Patkoviç, “Aliya İzzetbegoviç bizlere ‘Mücadele et ve hakkını kazan. Kimse bize bedavadan devletimizi, Bosna Hersek’i vermez. Kimse bizim yapmamız gereken şeyi bizim için yapmaz’ derdi. Biz bu savaşta çok büyük bir bedel ödemek zorunda kaldık. Kendimize bunu neden yaptığımızı sorunca Bosna’nın doğusunda yaşanan katliamlar ve boş kalan camiler aklımıza geliyor. Tüm kötülükler hazırlıksız zamanlarda gelir. Sayın Cumhurbaşkanımız bizlerin her zaman sorumluluk sahibi olmasını isterdi. 1992 yılında savaş başladı ve barış için Cumhurbaşkanımızın önüne bir çok anlaşma sundular. Barış bahanesiyle karşımıza çıkan insanların bizlere savaş boyunca baskısı vardı. Cumhurbaşkanımız dört yıl boyunca o insanlarla anlaşma yapmak istemedi ve o dört yıl boyunca biz çok güzel organize olduk. Bosna-Hersek ordusunu kurduk, halkımızı silahlandırdık, İslam alemini uyandırdık. Bosna’ya saldıranlar da savaşı kazanamayacaklarını anladılar. 1995 yılında atağa geçerek şehir şehir bölgeleri ele geçirmeye başladık. Bazı arkadaşlarımız ‘Komutanım burada kalmayalım, Belgrad’a oradan İstanbul’a kadar gidelim’ dedi. Bizim kalplerimiz bunu istiyor, bizim geleceğimiz budur. Biz bu yolu şaşırırsak yolsuz kalırız. Biz bunu silahla yaptık belki gelecek nesillerimiz bunu masada yapacak, savaşmadan başaracak” şeklinde konuştu.

Patkoviç, günümüzde de çok fazla tartışılan Dayton Barış Anlaşmasına ve anlaşmanın imzalandığı döneme dair açıklamalarda da bulundu. Patkoviç, “Dayton Barış Anlaşmasını imzaladıktan sonra rahmetli Aliya İzzetbegoviç bize bir açıklama yaptı. Bizlere ‘Devlet olma hakkı kazandık ve biz bunu yıllarca bekledik. Bu bizim için çok büyük bir zaferdir. Bu barış anlaşması kesinlikle ama kesinlikle adil değildir. Bizler adil olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Adil olmayan bir dünyanın ortaya koyduğu anlaşma nasıl adil olabilir ki?” dedi. Bize Hudeybiye Barış Anlaşmasından bahsetti. O anlaşmada da haksızlık vardı, adil değildi. Hz. Muhammed’in (sav) hayatını anlatan bir filmde Hudeybiye Anlaşmasından sonra Bilali Habeşi’nin (ra) ‘Biz bu on yıl içinde ne kadar güçlü olabiliriz?’ dediği bir önemli bir sahne var. Biz de asker olduğumuz için kendimizi bu süre içinde bir savaşa karşı ne kadar hazırlayabileceğimizi düşündük. Allah’a şükürler olsun bizler Türkiye’de bir çok kez gençlerle bir araya geldik, sohbet ettik ve bundan çok memnunuz. Biz bunu mücadelenin bir uzantısı olarak görüyoruz. Hepimiz bu dünyada bir taş taşıyoruz ve fazla hayale kapılmadan, yanlış yola sapmadan o taşı tam olarak koymamız gereken yere yerleştirmeliyiz” dedi.

Program, Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Başalan’ın Şerif Patkoviç’e plaket takdim etmesi ve fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Kırıkkale 24 Haber Merkezi

Kırıkkale24

Aliya İzzetbegoviç ve Özgürlük Mücadelesi

Aliya İzzetbegoviç ve Özgürlük Mücadelesi
Haber Tarihi: 24 Ekim 2017 15:24
Haber Adresi: https://www.kirikkale24.com/aliya-izzetbegovic-ve-ozgurluk-mucadelesi/

Aliya İzzetbegoviç olmasaydı bugün Bosna olmazdı

1992-1995 yılları arasında yaşanan Bosna Savaşı’nın önemli isimlerinden emekli Tuğgeneral Şerif Patkoviç Kırıkkale Üniversitesinde ‘Aliya İzzetbegoviç ve Özgürlük Mücadelesi ‘ konulu konferans verdi.

İnsan Hak ve Hürriyetleri Topluluğu tarafından Yahya Kemal Salonunda düzenlenen konferansa öğrenciler başta olmak üzere akademik ve idari personel yoğun ilgi gösterdi.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan İnsan Hak ve Hürriyetleri Topluluğu Başkanı Fatih Altıparmak, “Bugün burada dünya tarihinin gördüğü en büyük katliamlardan ve o katliamlara karşı verilen en büyük mücadelelerden biri olan Bosna savaşını ve bu mücadelenin baş kahramanı Aliya İzzetbegoviç’i anmak için toplandık. Hz. Ali (ra) ‘Zulmü engelleyemiyorsanız en azından onu herkese duyurun’ diyor. Bugün Müslümanlar olarak tek yapabildiğimiz maalesef bu zulmü duyurabilmek fakat zulmün hüküm sürdüğü bu çağda daha fazlasını yapmak ve gerekirse rahatımızdan vazgeçmek zorundayız” dedi.

Açılış konuşmasının ardından Aliya İzzetbegoviç’in ziyaret ettiği askerlerin dönemin Bosna Ordusu 7. Müslüman Tugay Komutanı Şerif Patkoviç öncülüğünde tekbir getirdiği video izlendi.Video gösteriminin ardından konuşan Şerif Patkoviç, Böyle programlar düzenlenmesi biz Bosna-Herseklileri çok memnun ediyor. Bizler 24-25 yaşında iken Balkanlar’da Bosna’da yeni tarihi yazan insanlarla beraber olma ve onlarla birlikte mücadele verme şansımız oldu. Bizler Allah’a inanıyoruz, Resulullah Efendimizin (sav) yolundayız ve dinimiz için mücadele ediyoruz. Bizim rahmetli Cumhurbaşkanımız Aliya İzzetbegoviç hayatını o yola feda etti. O savaşın hedefi Balkanlarda küçük, Müslüman bir halk olan Boşnakları yok etmekti. Ne yazık ki bazı insanlar sadece Müslüman ismi taşıdıkları için hayatını kaybetti. Savaş döneminin en kısa özeti budur” dedi.

Şerif Patkoviç, Boşnaklar için Aliya İzzetbegoviç’in neden önemli birisi olduğuna değinerek “1992 yılında biz savaş olabileceğine ihtimal vermiyorduk. Bizim devletimiz bağımsızlığını kazandı ve Birleşmiş Milletler de devletimizi tanıdı. Devlet kurumları yeni yeni kuruluyordu ve resmi bir ordumuz yoktu. Ondan sonra çok sert bir saldırıya uğradık. Müslüman ve Boşnak adını taşıyan her şeye saldırdılar. Biz bunu bugün rahatlıkla söyleyebiliriz ki Aliya İzzetbegoviç olmasaydı Bosna da olmazdı. Güven ailenin, devletin, her şeyin temelidir. Boşnaklar neden Aliya İzzetbegoviç’e güvendi? Çünkü onun Bosna için mücadelesi çok eskiden, gençlik yıllarında başladı. Fikirlerinden dolayı yıllarca hapishanede yattı. Doğu ve Batı Arasında İslam ve İslam Deklarasyonu hapishane yıllarında yazılmış çok önemli eserlerdir. Aliya İzzetbegoviç ve onun gibi insanların kitaplarını sadece öğrenmemiz değil hissetmemiz de lazım. Hissetmezsek anlamamız imkansızdır” dedi.

Kararlı mücadelenin önemine ve gönül birliğine vurgu yapan Patkoviç, “Aliya İzzetbegoviç bizlere ‘Mücadele et ve hakkını kazan. Kimse bize bedavadan devletimizi, Bosna Hersek’i vermez. Kimse bizim yapmamız gereken şeyi bizim için yapmaz’ derdi. Biz bu savaşta çok büyük bir bedel ödemek zorunda kaldık. Kendimize bunu neden yaptığımızı sorunca Bosna’nın doğusunda yaşanan katliamlar ve boş kalan camiler aklımıza geliyor. Tüm kötülükler hazırlıksız zamanlarda gelir. Sayın Cumhurbaşkanımız bizlerin her zaman sorumluluk sahibi olmasını isterdi. 1992 yılında savaş başladı ve barış için Cumhurbaşkanımızın önüne bir çok anlaşma sundular. Barış bahanesiyle karşımıza çıkan insanların bizlere savaş boyunca baskısı vardı. Cumhurbaşkanımız dört yıl boyunca o insanlarla anlaşma yapmak istemedi ve o dört yıl boyunca biz çok güzel organize olduk. Bosna-Hersek ordusunu kurduk, halkımızı silahlandırdık, İslam alemini uyandırdık. Bosna’ya saldıranlar da savaşı kazanamayacaklarını anladılar. 1995 yılında atağa geçerek şehir şehir bölgeleri ele geçirmeye başladık. Bazı arkadaşlarımız ‘Komutanım burada kalmayalım, Belgrad’a oradan İstanbul’a kadar gidelim’ dedi. Bizim kalplerimiz bunu istiyor, bizim geleceğimiz budur. Biz bu yolu şaşırırsak yolsuz kalırız. Biz bunu silahla yaptık belki gelecek nesillerimiz bunu masada yapacak, savaşmadan başaracak” şeklinde konuştu.

Patkoviç, günümüzde de çok fazla tartışılan Dayton Barış Anlaşmasına ve anlaşmanın imzalandığı döneme dair açıklamalarda da bulundu. Patkoviç, “Dayton Barış Anlaşmasını imzaladıktan sonra rahmetli Aliya İzzetbegoviç bize bir açıklama yaptı. Bizlere ‘Devlet olma hakkı kazandık ve biz bunu yıllarca bekledik. Bu bizim için çok büyük bir zaferdir. Bu barış anlaşması kesinlikle ama kesinlikle adil değildir. Bizler adil olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Adil olmayan bir dünyanın ortaya koyduğu anlaşma nasıl adil olabilir ki?” dedi. Bize Hudeybiye Barış Anlaşmasından bahsetti. O anlaşmada da haksızlık vardı, adil değildi. Hz. Muhammed’in (sav) hayatını anlatan bir filmde Hudeybiye Anlaşmasından sonra Bilali Habeşi’nin (ra) ‘Biz bu on yıl içinde ne kadar güçlü olabiliriz?’ dediği bir önemli bir sahne var. Biz de asker olduğumuz için kendimizi bu süre içinde bir savaşa karşı ne kadar hazırlayabileceğimizi düşündük. Allah’a şükürler olsun bizler Türkiye’de bir çok kez gençlerle bir araya geldik, sohbet ettik ve bundan çok memnunuz. Biz bunu mücadelenin bir uzantısı olarak görüyoruz. Hepimiz bu dünyada bir taş taşıyoruz ve fazla hayale kapılmadan, yanlış yola sapmadan o taşı tam olarak koymamız gereken yere yerleştirmeliyiz” dedi.

Program, Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Başalan’ın Şerif Patkoviç’e plaket takdim etmesi ve fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Kırıkkale 24 Haber Merkezi

.

Daha Fazla Haber