Allah ve Peygamber Tasavvuru Konulu Konferans

Kırıkkale İl Müftülüğü ve Kırıkkale Ünivesitesi İslami İlimler Fakültesi işbirliği ile Fen Edebiyat Fakültesi Yahya Kemal Salonunda Allah ve Peygamber Tasavvuru konulu bir konferans gerçekleştirildi.

Konferansa konuşmacı olarak Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı ÜNAL dinleyici olarak da Kırıkkale Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Eyüp BAŞ, Kırıkkale İl Müftüsü Bekir GEREK, Üniversite öğretim üyeleri ve öğrencileri ve müftülük personeli katıldı.Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program İl Müftüsü Bekir GEREK’in selamlamam konuşması ile devam etti. İl Müftüsü Bekir GEREK konuşmasında programın, Gençlik ve Maneviyat Projesi kapsamında yapıldığını belirtti ve konferansın konusunun önemine değindi. “Zihinlerimizdeki ve aklımızdaki Allah ve Peygamber tasavvuru ne derece Kur’an ve hadislerle örtüşüyor Allah’ı nasıl anlamalıyız, Peygamberimizi nasıl örnek almalıyız” gibi soruların cevaplarını konferasta bulacağımızı ifade etti. İl Müftüsü Bekir GEREK, Ankara İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal’a, Konferansın gerçekleşmesinde emeği geçen Üniversite Öğrenci konseyine, İslami İlimler Öğrenci topluluğuna, diğer öğrenci topluluklarına ve geçen herkese ve katılımcılara teşekkür ederek sözlerine son verdi.

Ankara İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal Konferansında özetle şu bilgileri dinleyicilere aktardı:Kur’an’da yaratıcımızı en güzel şekilde ifade eden İhlas Suresidir. De ki: O Allah birdir, Allah Sameddir, Doğmamıştır ve doğrulmamıştır ve Hiçbir şey O’nun dengi değildir. Buradaki doğmamış ve doğrulmamıştır ifadesinde özellikle teslis gibi inançların reddedilmesi söz konusudur.Bazı insanlar’ın düşüncesine göre Allah, kainatı yaratmış ve onu kendi haline bırakmış. Kainata karşı kayıtsız ve uzaktır iddiasını güya ulaşılmaz bir yaratıcı olarak göstermektedirler. Dolayısıyla aracılar ortaya çıkarmışlardır. Oysaki Kur’an’da “Biz onlara şah damarından daha yakınız. Dua ediniz, duanıza icabet edeyim” buyurulmaktadır.Allah’a daha yakın olduğu gerekçesiyle başka insanlara tabi olunması da söz konusu olmaktadır. Bu yakınlığa kişi kendisi karar vermektedir ve bunda hata edebilmektedirler. Kur’an’da Allah kendisine yakın olanları muttakiler olarak nitelemektedir.Allah hakkında en doğru bilgiyi Kur’an’dan alabiliriz. Kur’an Allah’ı genellikle ayet sonlarındaki isim ve sıfatlarla bizlere anlatmaktadır.Allah’ın zati sıfatları kendisine mahsus olan, sadece kendisinde bulunan sıfatlar olmakla birlikte sübuti sıfatları insanlarda da olan sıfatlardır fakat Allah’ın sıfatları kayıtsız ve sınırsızdır.

Peygamberimiz de Allah’ın başta kuludur, sonra rasulüdür ki efendimiz bir sahabeden dinlediği teşehhüdde “rasulü ve kuludur” şeklindeki ifadeyi “kulu ve rasulüdür” olarak düzeltmiştir. Buradan anlayacağımız Peygamber aynı zamanda bir kuldur, Allah kendisine ne bildirmişse onu insanlara bildirir, gaybı bilmez, yemek yer, soğukta üşür…Kur’an’da elçi olarak bir insanın gelmesini eleştiren müşriklere “Eğer siz yeryüzünde dolaşan melekler olsaydınız, size elçi olarak melek gönderirdik” buyurmaktadır.Peygamberimiz kendisine hüküm vermesi için gelenleri “Ben sizin bana söylediklerinize göre hüküm veririm. Sizden hiç kimse aldatma ile başkasının hakkından vermeme sebep olmuşsa o kişi onu almasın”, “bizi aldatan bizden değildir” buyurmaktadır. Buradan anlayacağımız Peygamberimiz kendisine gelenlerin içinde ne olduğunu bilmez.Program Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı ÜNAL ve Kırıkkale Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Eyüp BAŞ’a plaket takdimi ile sona erdi.

İbrahim Akpınar/Kırıkkale24

.

.