Osmanlıca Türkçesi Sertifikalarını Aldılar
» - 26 Aralık 2017 16:18

Kırıkkale’de Osmanlıca Türkçesi Kursunda başarılı olan 300 Kursiyere Sertifika Verildi

Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Yahya Kemal Salonunda Osmanlıca Türkçesi Kurslarında başarılı olan 300 Kursiyer düzenlenen törenle sertifikalarını aldılar. Sertifika törenine oldukça yoğun bir ilgi vardı. Program sözlerin en kıymetlisi olan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra Hayrat Vakfı’nin tanıtımıyla ilgili slayt gösterisiyle devam etti.

Slayt gösterisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Osmanlıca Eğitimi’nin önemi hakkındaki konuşmaları, salondan büyük alkış aldı. Program Hayrat Vakfı Kurslarının Kırıkkale İl Koordinatörü Hidayet Eroğlu’nun konuşmalarıyla devam etti. Eroğlu konuşmalarında şunları söyledi: 1974 yılında kurulan Hayrat Vakfı kuruluşundan bugüne kadar milli, manevi ve Kur’ani olan hizmetlerine büyük bir gayret ve azimle devam etmektedir. Hatta verdiğimiz Osmanlı Türkçesi kurslarını dahi, tarihi kültürel ve ecdadımıza bir vefa borcu yanında Kur’an a hafleriyle de olsun hizmet etme düşüncesiyle vermekteyiz. Kırıkkale ilimizde içinde bulunduğumuz güz döneminde Kur’an-ı Kerim ve Osmanlı Türkçesi kurslarına sadece Yahşihan Yenişehir’de 700’ü aşkın müracaat olmuş. 4 tane Kur’ani Kerim 14 tane de Osmanlı Türkçesi kursu olmak üzere toplamda 18 kurs açmış olduk. Bu kurslarımıza devam edip başarı ile bitiren 300’e yakın kursiyerimize sertifikalarını bugün vereceğiz İnşallah. Bu kurslarımızda emeği geçen en başta, hiçbir ücret ve maddi menfaat beklemeden kurs veren kurs hocalarımıza, ayrıca katkılarını esirgemeyen Devlet erkanına, Yahşihan Halk Eğitim merkezi müdürümüz ve kurum çalışanlarına, Kredi Yurtlar Kurumu yöneticilerine ve kurum çalışanlarına, Gençlik Merkezi müdürümüz ve kurum çalışanlarına, Kırıkkale Üniversitesi Rektör ve Sürekli Eğitim merkezi müdürümüze şahsım ve Vakfımız adına Teşekkürlerimizi sunarız.

Kırıkkale Hayrat Vakfı İl Temsilcisi İsmail Efe Demirhan’ın konuşmalarıyla devam etti. İl Temsilcisi Demirhan şunları söyledi. İnsanların birbirleriyle olan iletişimlerindeki en önemli vasıta olan dil, millî hafızanın, millî hatıranın, duyguların ve düşüncelerin, bütün maddi ve manevi değerlerin ortak hazinesi, fikir dünyasının tezahürü, kültürün ise temel taşıdır. Bir milletin fertleri arasındaki ortak duygu ve düşünce akışı dil ile sağlanmaktadır. Kültür denilince ilk akla gelen dildir. Bu sebeple dil aynı zamanda bir kültür aktarıcısı, kültür taşıyıcısıdır. Demirhan sözlerine şöyle devam etti : Bireyler, kendi yaşadıkları toplumun ana dilini öğrenmenin yanı sıra geçmiş kültürün özelliklerini taşıyan dile de hâkim olmalıdırlar. Çünkü dil bir milletin ruhu, özü, hatırası ve hafızasıdır. Bu birikime sahip olmak kişiye ayrı bir değer katar. Ve ayrıca bu ruhu diri tutmak, millî hafızayı korumak o milleti oluşturan fertlerin de birincil görevi olmak durumundadır. Bu nedenle, kültürel değerlerimizle yabancılaşmamak, tarihimiz ile aramızdaki irtibatın kesilmemesi bakımından Osmanlı Türkçesinin öğrenilmesi önem kazanmakta, hatta elzem görülmektedir. Türk milleti olarak kültürel değerlerimize bağlılığımız, millilik hususundaki hassasiyetimiz aşikârdır. Bu taraftan bakıldığında, Türklerin yüzyıllar boyunca geliştirdikleri özgün bir dil olan Osmanlı Türkçesi, kültürel mirasın anlaşılmasında, gelecek nesillere aktarılmasında ve yaşatılmasında hayati bir önem taşımaktadır. “Osmanlı Devri Türkçesi” diye de ifade edebileceğimiz Osmanlı Türkçesi güneşin batmadığı topraklara sahip, üç kıtaya yayılan, yedi asır cihana hükmetmiş Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşayan Türkçenin Arap harfleriyle yazılmış hâlidir. Geçmişte kalan bir yazı ve konuşma dili değil, mevcut ve gelecek nesillerin tarih, kültür ve genel anlamda medeniyet tasavvurunun sağlıklı bir şekilde oluşmasında bir nevi kilit konumundadır. Zira, geçmiş ile gelecek arasında sağlam bir köprü kurabilmenin ve geleceğe güvenle bakabilmenin yolu Osmanlıca okuyup anlayabilmekten geçer dersek abartmış olmayız. Ecdadımızın bin yıllık şerefli, şanlı tarih koridorundan bizlere armağan ettiği, millî kültürümüzün temelini oluşturan sayısız güzide eserin hemen hemen tamamı Osmanlıca yazılmış değil midir? Cihan Padişahı Kanuni’nin Muhibbî mahlasıyla yazdığı “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”beytinde; devlet için halkın, sağlık için aldığımız nefes kadar önemli olduğuna vurgu yaparak, devletin hayatımızdaki nefes kadar önemli olduğunu ifade ettiği mısralardaki gerçek anlam ve manayı yorumlayabilmek için Osmanlı Türkçesi bilmek gerekmektedir. Aynı şekilde, atiyi inşa edebilmek için maziyi iyi anlayabilmek ve anlatmak gerekir. Binlerce yıllık mazimizin, kadim medeniyetimizin ve büyük kültür mirasımızın anahtarı olan Osmanlıcanın öğrenilmesi, Osmanlı döneminde yazılmış eserlerin engin içeriğinin anlaşılmasında önem arz etmektedir. Binlerce yıllık şanlı bir tarihin kültür mirasçıları olan çocuklarımızın ve gençlerimizin, atalarından miras kalmış bir kitabı veya belgeyi, bir çeşme kitabesini, cami kubbesine işlenen bir duayı, tarihî bir binada yazılı olan Osmanlıca bir metni vb. okuması, manasını anlaması; geçmişin ilim ve fikir dünyasını tanımasına, onda bulabileceği derinlik ve estetik zevkini yudumlamasına, toplumun dinî ve millî değerlerinin gelecek nesillere aktarılmasına, yaşatılmasına ve korunmasına katkı sağlayacağına inanıyorum. Tarihini bilen ve anlayan, kültürünü özümsemiş, millî ve manevi değerlerle donanmış, geleceğini ümitle inşa edecek bir nesil için bin yıllık geçmişimizle buluşmamızda bir köprü olan Osmanlı Türkçesinin öğrenilmesi ve öğretilmesi amacıyla var olan programları geliştirerek uygulamayı yaygınlaştırmak ve sürekliliği sağlamak için çabalarımız artarak devam edecektir dedi.

Daha sonra Kursiyerlerin konuşmaları ve Osmanlıca Türkçesi yarışmasıyla devam edilerek kursiyerlerin sertifikalarını almalarıyla program son buldu.

Kırıkkale24 Haber Merkezi

Kırıkkale24

Osmanlıca Türkçesi Sertifikalarını Aldılar

Osmanlıca Türkçesi Sertifikalarını Aldılar
Haber Tarihi: 26 Aralık 2017 16:18
Haber Adresi: https://www.kirikkale24.com/osmanlica-turkcesi-sertifikalarini-aldilar/

Kırıkkale’de Osmanlıca Türkçesi Kursunda başarılı olan 300 Kursiyere Sertifika Verildi

Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Yahya Kemal Salonunda Osmanlıca Türkçesi Kurslarında başarılı olan 300 Kursiyer düzenlenen törenle sertifikalarını aldılar. Sertifika törenine oldukça yoğun bir ilgi vardı. Program sözlerin en kıymetlisi olan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra Hayrat Vakfı’nin tanıtımıyla ilgili slayt gösterisiyle devam etti.

Slayt gösterisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Osmanlıca Eğitimi’nin önemi hakkındaki konuşmaları, salondan büyük alkış aldı. Program Hayrat Vakfı Kurslarının Kırıkkale İl Koordinatörü Hidayet Eroğlu’nun konuşmalarıyla devam etti. Eroğlu konuşmalarında şunları söyledi: 1974 yılında kurulan Hayrat Vakfı kuruluşundan bugüne kadar milli, manevi ve Kur’ani olan hizmetlerine büyük bir gayret ve azimle devam etmektedir. Hatta verdiğimiz Osmanlı Türkçesi kurslarını dahi, tarihi kültürel ve ecdadımıza bir vefa borcu yanında Kur’an a hafleriyle de olsun hizmet etme düşüncesiyle vermekteyiz. Kırıkkale ilimizde içinde bulunduğumuz güz döneminde Kur’an-ı Kerim ve Osmanlı Türkçesi kurslarına sadece Yahşihan Yenişehir’de 700’ü aşkın müracaat olmuş. 4 tane Kur’ani Kerim 14 tane de Osmanlı Türkçesi kursu olmak üzere toplamda 18 kurs açmış olduk. Bu kurslarımıza devam edip başarı ile bitiren 300’e yakın kursiyerimize sertifikalarını bugün vereceğiz İnşallah. Bu kurslarımızda emeği geçen en başta, hiçbir ücret ve maddi menfaat beklemeden kurs veren kurs hocalarımıza, ayrıca katkılarını esirgemeyen Devlet erkanına, Yahşihan Halk Eğitim merkezi müdürümüz ve kurum çalışanlarına, Kredi Yurtlar Kurumu yöneticilerine ve kurum çalışanlarına, Gençlik Merkezi müdürümüz ve kurum çalışanlarına, Kırıkkale Üniversitesi Rektör ve Sürekli Eğitim merkezi müdürümüze şahsım ve Vakfımız adına Teşekkürlerimizi sunarız.

Kırıkkale Hayrat Vakfı İl Temsilcisi İsmail Efe Demirhan’ın konuşmalarıyla devam etti. İl Temsilcisi Demirhan şunları söyledi. İnsanların birbirleriyle olan iletişimlerindeki en önemli vasıta olan dil, millî hafızanın, millî hatıranın, duyguların ve düşüncelerin, bütün maddi ve manevi değerlerin ortak hazinesi, fikir dünyasının tezahürü, kültürün ise temel taşıdır. Bir milletin fertleri arasındaki ortak duygu ve düşünce akışı dil ile sağlanmaktadır. Kültür denilince ilk akla gelen dildir. Bu sebeple dil aynı zamanda bir kültür aktarıcısı, kültür taşıyıcısıdır. Demirhan sözlerine şöyle devam etti : Bireyler, kendi yaşadıkları toplumun ana dilini öğrenmenin yanı sıra geçmiş kültürün özelliklerini taşıyan dile de hâkim olmalıdırlar. Çünkü dil bir milletin ruhu, özü, hatırası ve hafızasıdır. Bu birikime sahip olmak kişiye ayrı bir değer katar. Ve ayrıca bu ruhu diri tutmak, millî hafızayı korumak o milleti oluşturan fertlerin de birincil görevi olmak durumundadır. Bu nedenle, kültürel değerlerimizle yabancılaşmamak, tarihimiz ile aramızdaki irtibatın kesilmemesi bakımından Osmanlı Türkçesinin öğrenilmesi önem kazanmakta, hatta elzem görülmektedir. Türk milleti olarak kültürel değerlerimize bağlılığımız, millilik hususundaki hassasiyetimiz aşikârdır. Bu taraftan bakıldığında, Türklerin yüzyıllar boyunca geliştirdikleri özgün bir dil olan Osmanlı Türkçesi, kültürel mirasın anlaşılmasında, gelecek nesillere aktarılmasında ve yaşatılmasında hayati bir önem taşımaktadır. “Osmanlı Devri Türkçesi” diye de ifade edebileceğimiz Osmanlı Türkçesi güneşin batmadığı topraklara sahip, üç kıtaya yayılan, yedi asır cihana hükmetmiş Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşayan Türkçenin Arap harfleriyle yazılmış hâlidir. Geçmişte kalan bir yazı ve konuşma dili değil, mevcut ve gelecek nesillerin tarih, kültür ve genel anlamda medeniyet tasavvurunun sağlıklı bir şekilde oluşmasında bir nevi kilit konumundadır. Zira, geçmiş ile gelecek arasında sağlam bir köprü kurabilmenin ve geleceğe güvenle bakabilmenin yolu Osmanlıca okuyup anlayabilmekten geçer dersek abartmış olmayız. Ecdadımızın bin yıllık şerefli, şanlı tarih koridorundan bizlere armağan ettiği, millî kültürümüzün temelini oluşturan sayısız güzide eserin hemen hemen tamamı Osmanlıca yazılmış değil midir? Cihan Padişahı Kanuni’nin Muhibbî mahlasıyla yazdığı “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”beytinde; devlet için halkın, sağlık için aldığımız nefes kadar önemli olduğuna vurgu yaparak, devletin hayatımızdaki nefes kadar önemli olduğunu ifade ettiği mısralardaki gerçek anlam ve manayı yorumlayabilmek için Osmanlı Türkçesi bilmek gerekmektedir. Aynı şekilde, atiyi inşa edebilmek için maziyi iyi anlayabilmek ve anlatmak gerekir. Binlerce yıllık mazimizin, kadim medeniyetimizin ve büyük kültür mirasımızın anahtarı olan Osmanlıcanın öğrenilmesi, Osmanlı döneminde yazılmış eserlerin engin içeriğinin anlaşılmasında önem arz etmektedir. Binlerce yıllık şanlı bir tarihin kültür mirasçıları olan çocuklarımızın ve gençlerimizin, atalarından miras kalmış bir kitabı veya belgeyi, bir çeşme kitabesini, cami kubbesine işlenen bir duayı, tarihî bir binada yazılı olan Osmanlıca bir metni vb. okuması, manasını anlaması; geçmişin ilim ve fikir dünyasını tanımasına, onda bulabileceği derinlik ve estetik zevkini yudumlamasına, toplumun dinî ve millî değerlerinin gelecek nesillere aktarılmasına, yaşatılmasına ve korunmasına katkı sağlayacağına inanıyorum. Tarihini bilen ve anlayan, kültürünü özümsemiş, millî ve manevi değerlerle donanmış, geleceğini ümitle inşa edecek bir nesil için bin yıllık geçmişimizle buluşmamızda bir köprü olan Osmanlı Türkçesinin öğrenilmesi ve öğretilmesi amacıyla var olan programları geliştirerek uygulamayı yaygınlaştırmak ve sürekliliği sağlamak için çabalarımız artarak devam edecektir dedi.

Daha sonra Kursiyerlerin konuşmaları ve Osmanlıca Türkçesi yarışmasıyla devam edilerek kursiyerlerin sertifikalarını almalarıyla program son buldu.

Kırıkkale24 Haber Merkezi

Daha Fazla Haber