Kırıkkale Ülkü Ocakları İl Başkanı Tolgahan Toraman,yazılı bir basın açıklaması ile Keskin Kaymakamını uyardı
“Geçtiğimiz günlerde Keskin Kaymakamı olan Muammer Köken’in talihsizce yaptığı açıklamaları kamuoyu olarak büyük bir sinir harbine girerek dinledik. Kaymakam Beyin güzide ilçemizin mülkü amiri olması hasebiyle yaptığı açıklamaların elle tutulur yanı yoktur. Buradan apaçık bir şekilde görevinin bilincine varmasını ve yaptığı elim hatayı düzeltmesini bekliyoruz.Keskin denildiği zaman evvela insanın aklına, çağlar ötesinden bugüne ışıklar saçan kültürel bir tarih kokusu gelecektir. Yine kendisinin bilmediği fakat tarihimizde bilinen en büyük seyyah olan Evliya Çelebi’nin notlarında Keskin ‘’Sancak’’ olarak geçmektedir. Ceritkale Köyüne gittiği zaman mağaralarda bulunan kabartma boğa ve aslan resimlerden ise Eti Uygarlığına kadar uzanan bir tarihi olduğunu mutlaka görecektir. Bir Haydarsultan köyünü görse yahut duysa Piri Türkistan Hoca Ahmet Yesevi’ye koşacaktır. Fakat Kaymakam Bey makam koltuğundan inip vatandaşın elini sıkmaya bile üşenmektedir.”
“Sayın Kaymakam;
Milli Mücadeleden umarım bilginiz vardır. Zira bizlere hiç de biliyormuşsunuz gibi gelmemektedir. Keskin Halkının kahramanlığını anlatmaya bizlerin kelamı yetmeyecek ama en azından sizin öğrenmeniz bundan sonraki yaşantınız için pek faydalı olacaktır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Sivas Kongresinde almış olduğu kararla Ankara’ya dönüşünde bulunan Kırşehir ve Keskin halkıyla temaslar kurulmuş, Yine Gazi Paşa’nın yakın silah arkadaşı olan Ali Fuat Cebesoy gizlice Keskin’e gelerek güzergahı Keskinlilerle belirlemiştir. Ne hazindir ki Milli Mücadele düşmanı Ankara ve Çorum Valileri bu istikametten geçerken Keskin ve Polatlı çeteleri tarafından esir alınmak suretiyle Mustafa Kemal Paşaya teslim edilmişlerdir. Bugün bütün emperyalist ve işgalci kuvvetlere Ankaradan meydan okuyan Gazi Kemal Atatürk’ün cebinde idam fermanıyla Ankara’ya ilk başta gelmesi mümkün gözükmüyordu. 25 Aralık 1919’da geceyi Kamanda bir köy odasında geçiren Gazi Paşa Keskin’in ileri gelenlerini çağırmış, Keskinlilerin koruma ve gözetiminde İğdebeli-Köprüköy yolu ile Bala’ ya gelinmiş, vaktin geç olması ve bölgenin ormanlık olmasından dolayı Keskinli süvarilerle gece Beynam’ da geçirilmiş ve 27 Aralık 1919 da Dikmen sırtlarından Ankaraya girilmiştir. Gazi Paşaya sahip çıkan bu halka tepeden bakamassınız.”
“Kaymakam Bey;Ben ki Cumhuriyetin ilk döneminde ‘’Ordu – Millet El Ele’’ kampanyası yapıldığında Cumhuriyet’e KESKİN -1 uçağını hediye edenlerden birisi olan Tellinin Yusuf’un torunuyum. Türk Tayyare Cemiyetine zengin fakir demeden, öyle ki kimsesiz dul bir kadın iken ve sadece iki keçisi varken birisini yardım olarak verenlerin torunu ve mirasçısıyım. Bu kültürel mirası da ağzınıza sakız ettirmeye zerre niyeyim yoktur. Anmaktan imtina ettiğiniz Rahmi Pehlivanlı ve Hacı Taşan’ı yöre halkı sizin anmanızı istiyorsa siz anacaksınız. Siz devleti temsil ettiğinizi sık sık unutuyor gibisiniz.Makamınızın önüne geçici olarak getirilen Kaymakamlık forsunun bizlerce bir önemi yoktur. Devletimiz sizi uygun gördüyse geçici, kalıcı diyerek görevde pineklemek kul hakkıdır ve devletimizin uygun gördüğü kişi başımızın tacıdır.Keza Anadolu Halk Ozanlarından Hacı Taşan’ın bugün köşede duran sazının tek bir teli, kurduğunuz cümlelerden sonra sizden kat be kat ağır gelmektedir.”
“Kaymakam Bey Uyarımızdır!
Biz şehrimizin hangi ilçesi olursa olsun kendini bilmeyene efeyiz! Biz beğenmediğiniz Keskini de, Rahmi Pehlivanlıyı ve Hacı Taşanı da , hatta Ağrı Dağını da sırtımıza yükler Everestin Tepesine çıkartırız. Gittiğiniz yolu ve üslubunuzu düzeltmeniz umudu ile geçici görevinizde başarılar dilerim.”
Kırıkkale 24 Haber Merkezi