Çakıcı’dan Flaş Açıklama

Çakıcı için çıkan flaş karara açıklama geldi

Karara tepki gösterdi ve
bakın neler söyledi…!

Keskin T Tipi Cezaevinde kalmakta olan Alattin Çakıcı’nın sağlık sorunları nedeniyle şu anda Kırıkkale dışına çıkmaması gerektiğinin rapor kaydıyla bildirilmesine rağmen İstanbul Ccumhuriyet Savcılığı tarafından bir soruşturma için İstanbul’a getirilmesi ve 4 gün gözaltında tutulmasının istendiği ortaya çıktı. Çakıcı bu gelişme üzerine açıklamada bulunarak, kurul raporlarını sundu, şehir dışına çıkamayacağını bildirilen raporlar ve kayıtlarla birlikte açıklamada bulundu.

ÇAKICI AÇIKLAMA YAPTI
“Kamuoyuna, saygıdeğer milletimize saygılarımla arz ederim” şeklinde başlayan açıklamasında Çakıcı şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanım… Herhangi bir terörist, polis ve asker şehit ettikten sonra, Abdullah Öcalan, İstanbul Cumhuriyet Savcısı veya Bursa Cumhuriyet Savcısı terörle mücadele şubesine yasal olmayan mahkeme kararı çıkartıp 4 gün şubede gözetim altına alıyor musunuz? Veyahutta devlete savaş açmış dinci örgüt, Marksist bir terör örgütünün savcılık ve düzmece mahkeme kararıyla 4 gün süre Emniyet’e alıyor musunuz? Veyahutta herhangi bir suç örgütüne üyelikten dolayı bugüne kadar bir mahkumu 4 gün Emniyet’te sorgulayıp savcılığa sevk etme yetkisi TBMM’den oy birliği ile kabul edilip, Resmi Gazete’de yayınlayıp, sizin tarafınızdan imza edilip, bu oluşum emrinizle yasalar altına alınmış mıdır? Bu soruyu size sormak hakkım mı, değil mi?

DİNİMİZDE BİAT YOKTUR
Eğer Türkiye’de bu tip uygulamalar yukarıda yazdığım terörist başı ve terörist liderlerine uygulanıyorsa, Türkiye’nin değişik tıp fakültelerinden aldığım süresiz raporlar var. 17 hastalığımın 8’inin ölümcül olduğu yazıyordur. Kırıkkale dışına, kara, deniz, hava yoluyla gidemez, ölümcül risk taşıyor raporumdan vazgeçecek kadar adam oğlu adamım. Bu yanlış uygulama, sizin emrinizle Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanlığının emriyle mi yapılmıştır? Yoksa oradaki hakim ve savcının keyfi uygulaması mıdır? Daha evvel de basında yazı çıktı. Keskin’e geliyorken adamları Ankara’da kaçıracak diye. Amacınız beni öldürmekse bugüne kadar değişik hapishanelerde öldürülmek istendim. Ama sahibi Allah olana kimse bir şey yapamıyor. Size biat etmemi istiyorsanız, dinimizde biat yoktur.

KURUL RAPORLARI VAR
Benim sadece Allah’ın emrini tebliğ eden, alemlere rahmet olarak gelen Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) Efendimize Allah’ın emirlerinden dolayı beşerde Resulullah Efendimiz dışında kimseye biat etmem. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimi Hasan Basri Savaş emriyle çıkan kararı da gönderiyorum. İstanbul Cumhuriyet Savcılığına gönderilen cezaevi üst yazısı, benim cezaevine gönderdiğim uyap kayıtlı yazı, 2017 sayılı C-149256 C5 soruşturma dosyası Cumhuriyet Savcısı Orhan Aydın’ın gönderdiği 2 sayfalık dilekçe, uyap kayıtlı Kekin T Tipi Cezaevi Müdürlüğü kanalıyla cezaevi tevkif evleri sağlık işleri daire başkanı kanalıyla tüm kurul raporlarım.

RAPORLARINI EKLEDİ
En son 7 imzalı sağlık kurul raporlarımı ek’te eklemekteyim. Hepsi uyap kaydıyla olmak kaydıyla 8 raporumu ek’te sunmaktayım. Bu kamuoyu açıklamasıyla birlikte niyetinizde Alatin Çakıcı’yı defalarca denediniz, yok etmekse bu işlerin en güzel şekli hapishanedir. Kiralık bulun, devletsiniz. Gücünüz Allah’ın üstünde ise (haşa), Allah’ın üzerinde bi güç sahibiyseniz dilinize engel olan yok. Bir de şunu soruyorum, 15 Temmuz’dan bahsediyorsunuz hangi Fetöcü mahkumu alıp Emniyet’te yasal olarak sorguladınız? Sayın Cumhurbaşkanım 15 Temmuz’u gerçekleştiren Fetöcü hainler mi? Yoksa bu adaletsiz uygulamayı yaptırmak istediğiniz Alattin Çakıcı mı? Aziz Milletimize, sadece makamınıza saygılarımla arz ederim.

BİZDE GEÇERLİ DEĞİL Mİ?
Çakıcı açıklamanın sonunda bir not paylaşarak şunları söyledi: “NOT: Son kurul raporunda kara, hava, deniz yoluyla Kırıkkale il dışına hava ambulansıyla, deniz ambulansıyla, kara ambulansıyla ölüm riski yüzde 100 taşıdığı için giemez kurul raporu tüm tıp fakültelerinden almış olduğum, yetkili hastanelerden almış olduğum süresiz kurul raporlarının anayasada önemi yok mu? Hani diyorsunuz ya insanın temel hakkı, yaşam hakkı, beslenme, korunma, din ve vicdan hürriyeti, eşitlik ilkesinin, adalet kavramının temel ilke olduğundan bahsediyorsunuz. Bu haklar yasal devletler tarafından, anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. Bütün dünyada geçerli de bizim ülkemizde mi geçerli değil? Ama siz bildiğinizi yapmakta yapmakta serbestsiniz. Tekrar makamınıza saygılarımla arz ederim.”

. . . . .