MKE’DE HİBRİT DÖNEM
» - 16 Kasım 2017 19:47

Türk savunma sanayinin İmalat-ı Harbiye dönemlerinden beri var olan; bugüne kadar pek çok başarıya imza atan, ancak bir iktisadi devlet teşekkülü olmanın verdiği sükunetle yolunda tevazu içinde ve kararlılıkla ilerleyen Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu(MKEK), son dönemde hem yapısal hem dekonsantrasyon alanları nezdinde adeta kabuk değiştiriyor.

Son döneme kadar MKEK dendiğinde, pek çok kişinin aklına sadece silah ve çeşitli mühimmatların satışının gerçekleştirildiği kurum geliyordu. Sonraları Milli Piyade Tüfeği MPT-76’nın geliştirilmesi ve Fırtına obüsünün sınır ötesi operasyonlarda başarıları gündeme geldikçe, MKEK’in aslında sıradan bir devlet kurumu olmadığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin önemli tedarikçilerinden biri olduğu konusunda kamuoyu aydınlanmaya başladı. Kamuoyunun hatırlamadığı veya bilmediği nokta ise MKEK’in aslında Cumhuriyet tarihinin endüstriyel ayağında pek çok ilke imza attığı. 1940’lı yıllarda dünyanın en kaliteli namlu çeliğini ve namlularını üreten kurum, 1950’li yıllarda Uğur 44 adıyla Türkiye’nin ilk uçak imalatını gerçekleştirdi ve üstelik ihraç etti. Kuşkusuz bu ilkler, savunma ve havacılık sanayi ile de sınırlı değil. Türkiye’de demiryolu raylarının haddelemesi, demir-çelik sac ürünleri ve pirinç üretimi de ilk defa MKEK bünyesinde başlatıldı. Sonra imalat, ziraat, tekstil, elektrik sektörleri… Her birine bakıldığına MKEK’ten bir ilkle karşılaşmak mümkün. Hâl böyle olunca, bir süre önce göreve atanan MKEK Genel Müdürü Ahmet Taşkın da kurum koridorlarında gezen bu ruhu diriltmek için kolları sıvamış durumda.

TSK’nın ihtiyaçlarını karşılama ve ihracat anlamında amiral gemisi alanlardan biri olan zırhlı araçlar konusunda, Türkiye’nin sınır ötesi operasyon başarıları çerçevesinden popüler sistemlerinden biri
olan Fırtına Kundağı Motorlu obüsü ve ilk kez 2017 IDEF Fuarı’nda tanıtılan Yavuz Obüsü nezdinde ciddi bir birikimi olanMKEK, ulusal ve uluslararası zırhlı araç tedarikçilerinin çalışmalarını ve küresel ihtiyaçları yakından takip ediyor. Sonuçta bir devlet teşekkülü olan MKEK,devlet geleneklerine uygun
olarak sadece mevcut tedarik gereksinimleri çerçevesinde değil,genel konjonktür ekseninde gelecekteki teknolojik gelişimlere dönük tedbirler ve çalışmalar konusunda da sorumluluk üstleniyor. Bu çerçevede Altay Ana Muharebe Tankı’nın seri üretim aşamasında gündeme gelen motor grubunun tedariği konusunda yerli üretim seçeneklerinin yetersizliğinden pay çıkaran Kurum, başta Fırtına olmak üzere zırhlı araç ailelerinin güç gereksinimlerine cevap verebilecek bir Dizel-Elektrik hibrit motor çözümü için ARGE çalışması yapıyor. Proje kapsamında içe kapalı bir yapıdan daha çok, Türkiye’de bu alanda belli bir seviyeye gelmiş Tübitak gibi kurumlarla da iş birlikleri kuran MKEK, tam bir kararlılıkla hedefe kitlenmiş durumda. Bugün global savunma tedarikçilerinin ve üzerinde çalıştığı bu yeni motor teknolojisinin; menzil ve faydalı yük anlamında kapasite artırımı, sessizlik ve operasyonel maliyetlerin azaltılması gibi devrimsel avantajlar sağlaması bekleniyor.

MKEK’in önündeki en büyük iki engel ise bütçe ve nitelikli personelin istihdamı. Kurum,hibrit motor projesi ekseninde gündeme gelen bu engelleri ise yine hibrit olarak kabul edilebilecek çözümlerle aşmayı
planlıyor. Bütçe kısmını, devlet kurumu olmanın ve uzun yıllar yaşanan durgunluğun oluşturduğu hantallıkları temizleyerek yine kendi içinde yaratmaya çalışan MKEK, ayrıca devletin ilgili birimleriyle bu önemli proje için birlikte çalışıyor.

Öte yandan, bir devlet kurumuolmanın verdiği kısıtlamayla,nitelikli teknik personelinistihdamında sorun yaşayan MKEK, bu tip manevralarda esneklik sağlayan “özerk” bir yapı için yürütülen çalışmalar da mutlu sona yaklaşmış durumda.Bu sayede yüksek maaş vadeden özel sektörün hegemonyasındaki nitelikli personelin istihdamı veya mevcut tecrübeli personelin korunması konusunda önlemler alınabilecek. MKEK bir yandan devletin bir kurumu olarak, ama öteki taraftan bir özel teşebbüs gibi davranarak hibrit bir yapıyla hedeflerine odaklanabilecek.

Kaynak:C4 Defence

Kırıkkale24

MKE’DE HİBRİT DÖNEM

MKE’DE HİBRİT DÖNEM
Haber Tarihi: 16 Kasım 2017 19:47
Haber Adresi: https://www.kirikkale24.com/mkede-hibrit-donem/

Türk savunma sanayinin İmalat-ı Harbiye dönemlerinden beri var olan; bugüne kadar pek çok başarıya imza atan, ancak bir iktisadi devlet teşekkülü olmanın verdiği sükunetle yolunda tevazu içinde ve kararlılıkla ilerleyen Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu(MKEK), son dönemde hem yapısal hem dekonsantrasyon alanları nezdinde adeta kabuk değiştiriyor.

Son döneme kadar MKEK dendiğinde, pek çok kişinin aklına sadece silah ve çeşitli mühimmatların satışının gerçekleştirildiği kurum geliyordu. Sonraları Milli Piyade Tüfeği MPT-76’nın geliştirilmesi ve Fırtına obüsünün sınır ötesi operasyonlarda başarıları gündeme geldikçe, MKEK’in aslında sıradan bir devlet kurumu olmadığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin önemli tedarikçilerinden biri olduğu konusunda kamuoyu aydınlanmaya başladı. Kamuoyunun hatırlamadığı veya bilmediği nokta ise MKEK’in aslında Cumhuriyet tarihinin endüstriyel ayağında pek çok ilke imza attığı. 1940’lı yıllarda dünyanın en kaliteli namlu çeliğini ve namlularını üreten kurum, 1950’li yıllarda Uğur 44 adıyla Türkiye’nin ilk uçak imalatını gerçekleştirdi ve üstelik ihraç etti. Kuşkusuz bu ilkler, savunma ve havacılık sanayi ile de sınırlı değil. Türkiye’de demiryolu raylarının haddelemesi, demir-çelik sac ürünleri ve pirinç üretimi de ilk defa MKEK bünyesinde başlatıldı. Sonra imalat, ziraat, tekstil, elektrik sektörleri… Her birine bakıldığına MKEK’ten bir ilkle karşılaşmak mümkün. Hâl böyle olunca, bir süre önce göreve atanan MKEK Genel Müdürü Ahmet Taşkın da kurum koridorlarında gezen bu ruhu diriltmek için kolları sıvamış durumda.

TSK’nın ihtiyaçlarını karşılama ve ihracat anlamında amiral gemisi alanlardan biri olan zırhlı araçlar konusunda, Türkiye’nin sınır ötesi operasyon başarıları çerçevesinden popüler sistemlerinden biri
olan Fırtına Kundağı Motorlu obüsü ve ilk kez 2017 IDEF Fuarı’nda tanıtılan Yavuz Obüsü nezdinde ciddi bir birikimi olanMKEK, ulusal ve uluslararası zırhlı araç tedarikçilerinin çalışmalarını ve küresel ihtiyaçları yakından takip ediyor. Sonuçta bir devlet teşekkülü olan MKEK,devlet geleneklerine uygun
olarak sadece mevcut tedarik gereksinimleri çerçevesinde değil,genel konjonktür ekseninde gelecekteki teknolojik gelişimlere dönük tedbirler ve çalışmalar konusunda da sorumluluk üstleniyor. Bu çerçevede Altay Ana Muharebe Tankı’nın seri üretim aşamasında gündeme gelen motor grubunun tedariği konusunda yerli üretim seçeneklerinin yetersizliğinden pay çıkaran Kurum, başta Fırtına olmak üzere zırhlı araç ailelerinin güç gereksinimlerine cevap verebilecek bir Dizel-Elektrik hibrit motor çözümü için ARGE çalışması yapıyor. Proje kapsamında içe kapalı bir yapıdan daha çok, Türkiye’de bu alanda belli bir seviyeye gelmiş Tübitak gibi kurumlarla da iş birlikleri kuran MKEK, tam bir kararlılıkla hedefe kitlenmiş durumda. Bugün global savunma tedarikçilerinin ve üzerinde çalıştığı bu yeni motor teknolojisinin; menzil ve faydalı yük anlamında kapasite artırımı, sessizlik ve operasyonel maliyetlerin azaltılması gibi devrimsel avantajlar sağlaması bekleniyor.

MKEK’in önündeki en büyük iki engel ise bütçe ve nitelikli personelin istihdamı. Kurum,hibrit motor projesi ekseninde gündeme gelen bu engelleri ise yine hibrit olarak kabul edilebilecek çözümlerle aşmayı
planlıyor. Bütçe kısmını, devlet kurumu olmanın ve uzun yıllar yaşanan durgunluğun oluşturduğu hantallıkları temizleyerek yine kendi içinde yaratmaya çalışan MKEK, ayrıca devletin ilgili birimleriyle bu önemli proje için birlikte çalışıyor.

Öte yandan, bir devlet kurumuolmanın verdiği kısıtlamayla,nitelikli teknik personelinistihdamında sorun yaşayan MKEK, bu tip manevralarda esneklik sağlayan “özerk” bir yapı için yürütülen çalışmalar da mutlu sona yaklaşmış durumda.Bu sayede yüksek maaş vadeden özel sektörün hegemonyasındaki nitelikli personelin istihdamı veya mevcut tecrübeli personelin korunması konusunda önlemler alınabilecek. MKEK bir yandan devletin bir kurumu olarak, ama öteki taraftan bir özel teşebbüs gibi davranarak hibrit bir yapıyla hedeflerine odaklanabilecek.

Kaynak:C4 Defence

  1. vaybe dedi ki:

    böylelik 3 bir sınıf yaratıp tamamen çalışamayacak..657 399 ve İHS…

    nitelikli personan bir idari işler müdürünün oğlu olduğu geçen gün ortaya çıktı

Daha Fazla Haber