Çocuk Haklarından Haberdar Mısınız?
» - 27 Nisan 2017 20:08

Kırıkkale Üniversitesi Çocuk Hakları Topluluğu tarafından “Çocuk Haklarından Haberdar Mısınız?” adlı konferans düzenlendi.

Konferansa konuşmacı olarak Ankara Barosundan Avukat Hilal Çelik, Avukat Aslı Karahan ve Kırıkkale Barosundan Avukat Yasin Torunoğlu katıldı.Konferansta ilk olarak Avukat Hilal Çelik konuşma yaptı. Avukat Çelik, konuşmasına suça sürüklenen çocuğun ve mağdur çocuğun tanımını yaparak başladı.
Çelik, “Pekin kuralları dediğimiz, Birleşmiş Milletler Çocuk Adalet Sisteminin Uygulanması Hakkında Asgari Standart Kurallarına göre çocuk, dâhil olduğu hukuksal süreç içinde kendisine yetişkinlerden farklı davranılması gereken bireydir. Suça sürüklenen çocuk, kanunlarda suç olarak düzenlenmiş bir fiili işlediği iddiasıyla hakkında soruşturma ya da kovuşturma başlatılan ya da çocuğa özgü güvenlik tedbiri uygulanan bireydir. Mağdur çocuk ise psikolojik, zihinsel, fiziksel, sosyal, ahlaki gelişimi risk altında olan, ihmal ya da istismar edilen ve suç mağduru olarak tanımlanan çocuk olarak tanımlanır” dedi.Çocuk haklarının korunmasının ve çocuk suçları ile mücadelenin devlet politikası olması gerekliliğini belirten Avukat Çelik, “Çocuk suçluluğunun büyük bir kısmı çocuk yoksulluğuna dayanmaktadır. Suçlulukla mücadele edebilmenin yolu çocukların içinde yaşadıkları sosyal ortamların onları tekrar suç işlemeye teşvik etmeyecek derecede iyileştirilmesi, çocukların ve ailelerinin desteklenmesi ve bunun bir Devlet politikası olmasından geçiyor. Suça sürüklenen çocukların korunması sadece hukukla ya da kanunlar koymakla, çocukları suç işledikleri için cezalandırmakla çözümleyeceğimiz bir olgu değil. Aynı zamanda psikolojiyi, sosyolojiyi ve sosyal hizmetleri ilgilendiren bir alan” dedi.Çocukların da diğer bireyler gibi temel haklarının olduğunu ve aynı zamanda onlara özel olan bazı hakların olduğunu belirten Çelik, “Suça sürüklenen çocuğun hakları nelerdir? Çocuk adalet sisteminin amacı sadece çocukların cezalandırılması ya da çocukların ağır cezalandırılması, mağdurun korunması, suçun önlenmesi değildir. Diğer bir amacı da çocukların ıslah edilerek yeniden suç işleyemeyecek bireyler haline getirilmeleridir. Çocuk da yetişkinler gibi bir birey. Doğdukları andan itibaren birtakım hakları var, hak ehliyetleri gibi. Çocuk olmalarından dolayı kendilerine tanınmış özel hakları var. Bunlar, mesela çocuğun, anne babası ya da yasal temsilcileri çocukla ilgili yapılan işlemleri çocuğa haberdar etmeli ve çocuğun fikirleri alınmalı. Yani çocuğa katılım hakkı sağlanmalıdır. Bunun dışında çocuğun ve ailesinin ayrımcılığa tutulmaması gerekir. Çocuğun özgürlüğünden mahrum bırakılması mümkün olduğunca en son aşamaya bırakılmalı. Hem mağdur çocuklar için hem de suça sürüklenen çocuklar için çocuğun üstün yararı diye temel bir ilkemiz var. Çocukla ilgili yapılan tüm işlemlerde çocuğun kişisel durumu, gelişimi, kendine has özel durumları göz önüne alınarak ona uygun muamele edilmesi gerekir. Ayrıca çocuk yargılamasında da en önemli şey, çocuğun hiçbir şekilde avukatsız temsil edilememesidir” dedi.
Konferansta yer alan diğer konuşmacı Avukat Aslı Arıhan ise konuşmasına ilk olarak kadına ve çocuğa şiddeti ele alarak başladı. Çocuğa şiddeti ve çocuğun mağduriyetinin görmezden gelinemeyeceğini, aile içi şiddetin çocuğun üzerindeki etkisini belirten Arıhan, “Aile içi şiddet içerisinde yaşayan çocuk, dışarıya da bu şiddeti yansıtır. İnsanların en güvenli olması gerektiği yer ailedir. Suça sürüklenen çocuklar ve mağdur çocuklar için herkes elinden geleni yapmak zorunda çünkü o çocuk ilerde sizin de hayatınızı etkileyecek bir birey haline dönüşecektir. Şiddet eğilimli ailelerde doğan çocuklara maddi şeyleri verseniz de manevi olan şeyleri veremezsiniz. Bu noktada suç sadece yoksullukla da bağdaştırılmaz” dedi.
Çocuk istismarı hakkında bilgi vererek Türkiye’nin çocuk istismarı sıralamasında dünyada üçüncü sırada yer aldığını söyleyen Avukat Yasin Torunoğlu, “Çocuk İstismarında Türkiye Dünya’da 3.sırada. Bu cinsel istismar suçunun mağdur çocuklarının %70’i 11 yaşından küçük, %60’ı kız ve %40’ı erkektir. İstismarcıların da %96’sı erkek ve %85’i çocuğun tanıdığı kişiler. Aslında çocuklarımızı dışarıdan koruyoruz ama kendimizden koruyamıyoruz. En tehlikeli durumlardan biri de yakınlarımıza duyduğumuz güven çıkıyor bu tabloda. Tabii ki yakınlarımıza güvenmeliyiz ama önlemlerimizi de almalar. Çocuğun en güvenilir yeri anne babasının yanıdır” dedi.Cinsel İstismara uğrayan çocuklar için kurulan ÇİM( Çocuk İzleme Merkezi) hakkında bilgi veren Avukat Torunoğlu, “ÇİM, 4 Ekim 2012 yılında Ankara’da kuruldu ve daha sonra diğer illerde kuruldu. Şu an yaklaşık 32 ilde ÇİM var. Cinsel istismara uğramış çocuklar sivil görevliler tarafından alınıp merkeze götürülüyor. Hastaneler içinde kurulmuş olan bu merkezler, hastaneden bağımsız olarak çalışıyor. Bu merkezler çocuğun kendini rahat ve güvende hissedeceği merkezlerdir. Uzman psikologlar, Aile ve Sosyal Politikalardan görevli kişiler, Barolardan görevli avukatlar, uzman hekim, alanında uzman ve çocuğa soru yöneltebilecek herkes bu merkezlerde görevli olan kişilerdir. Bu merkezlerde amaçlanan ise çocuğun aynı vakayı bir daha yaşamaması, tek seferde bu işin çözümlenmesi. Mesela mağdur çocuk hakim karşısına defalarca çıkmıyor” dedi.

İbrahim Akpınar
Kırıkkale24

Çocuk Haklarından Haberdar Mısınız?

Çocuk Haklarından Haberdar Mısınız?
Haber Tarihi: 27 Nisan 2017 20:08
Haber Adresi: https://www.kirikkale24.com/cocuk-haklarindan-haberdar-misiniz/

Kırıkkale Üniversitesi Çocuk Hakları Topluluğu tarafından “Çocuk Haklarından Haberdar Mısınız?” adlı konferans düzenlendi.

Konferansa konuşmacı olarak Ankara Barosundan Avukat Hilal Çelik, Avukat Aslı Karahan ve Kırıkkale Barosundan Avukat Yasin Torunoğlu katıldı.Konferansta ilk olarak Avukat Hilal Çelik konuşma yaptı. Avukat Çelik, konuşmasına suça sürüklenen çocuğun ve mağdur çocuğun tanımını yaparak başladı.
Çelik, “Pekin kuralları dediğimiz, Birleşmiş Milletler Çocuk Adalet Sisteminin Uygulanması Hakkında Asgari Standart Kurallarına göre çocuk, dâhil olduğu hukuksal süreç içinde kendisine yetişkinlerden farklı davranılması gereken bireydir. Suça sürüklenen çocuk, kanunlarda suç olarak düzenlenmiş bir fiili işlediği iddiasıyla hakkında soruşturma ya da kovuşturma başlatılan ya da çocuğa özgü güvenlik tedbiri uygulanan bireydir. Mağdur çocuk ise psikolojik, zihinsel, fiziksel, sosyal, ahlaki gelişimi risk altında olan, ihmal ya da istismar edilen ve suç mağduru olarak tanımlanan çocuk olarak tanımlanır” dedi.Çocuk haklarının korunmasının ve çocuk suçları ile mücadelenin devlet politikası olması gerekliliğini belirten Avukat Çelik, “Çocuk suçluluğunun büyük bir kısmı çocuk yoksulluğuna dayanmaktadır. Suçlulukla mücadele edebilmenin yolu çocukların içinde yaşadıkları sosyal ortamların onları tekrar suç işlemeye teşvik etmeyecek derecede iyileştirilmesi, çocukların ve ailelerinin desteklenmesi ve bunun bir Devlet politikası olmasından geçiyor. Suça sürüklenen çocukların korunması sadece hukukla ya da kanunlar koymakla, çocukları suç işledikleri için cezalandırmakla çözümleyeceğimiz bir olgu değil. Aynı zamanda psikolojiyi, sosyolojiyi ve sosyal hizmetleri ilgilendiren bir alan” dedi.Çocukların da diğer bireyler gibi temel haklarının olduğunu ve aynı zamanda onlara özel olan bazı hakların olduğunu belirten Çelik, “Suça sürüklenen çocuğun hakları nelerdir? Çocuk adalet sisteminin amacı sadece çocukların cezalandırılması ya da çocukların ağır cezalandırılması, mağdurun korunması, suçun önlenmesi değildir. Diğer bir amacı da çocukların ıslah edilerek yeniden suç işleyemeyecek bireyler haline getirilmeleridir. Çocuk da yetişkinler gibi bir birey. Doğdukları andan itibaren birtakım hakları var, hak ehliyetleri gibi. Çocuk olmalarından dolayı kendilerine tanınmış özel hakları var. Bunlar, mesela çocuğun, anne babası ya da yasal temsilcileri çocukla ilgili yapılan işlemleri çocuğa haberdar etmeli ve çocuğun fikirleri alınmalı. Yani çocuğa katılım hakkı sağlanmalıdır. Bunun dışında çocuğun ve ailesinin ayrımcılığa tutulmaması gerekir. Çocuğun özgürlüğünden mahrum bırakılması mümkün olduğunca en son aşamaya bırakılmalı. Hem mağdur çocuklar için hem de suça sürüklenen çocuklar için çocuğun üstün yararı diye temel bir ilkemiz var. Çocukla ilgili yapılan tüm işlemlerde çocuğun kişisel durumu, gelişimi, kendine has özel durumları göz önüne alınarak ona uygun muamele edilmesi gerekir. Ayrıca çocuk yargılamasında da en önemli şey, çocuğun hiçbir şekilde avukatsız temsil edilememesidir” dedi.
Konferansta yer alan diğer konuşmacı Avukat Aslı Arıhan ise konuşmasına ilk olarak kadına ve çocuğa şiddeti ele alarak başladı. Çocuğa şiddeti ve çocuğun mağduriyetinin görmezden gelinemeyeceğini, aile içi şiddetin çocuğun üzerindeki etkisini belirten Arıhan, “Aile içi şiddet içerisinde yaşayan çocuk, dışarıya da bu şiddeti yansıtır. İnsanların en güvenli olması gerektiği yer ailedir. Suça sürüklenen çocuklar ve mağdur çocuklar için herkes elinden geleni yapmak zorunda çünkü o çocuk ilerde sizin de hayatınızı etkileyecek bir birey haline dönüşecektir. Şiddet eğilimli ailelerde doğan çocuklara maddi şeyleri verseniz de manevi olan şeyleri veremezsiniz. Bu noktada suç sadece yoksullukla da bağdaştırılmaz” dedi.
Çocuk istismarı hakkında bilgi vererek Türkiye’nin çocuk istismarı sıralamasında dünyada üçüncü sırada yer aldığını söyleyen Avukat Yasin Torunoğlu, “Çocuk İstismarında Türkiye Dünya’da 3.sırada. Bu cinsel istismar suçunun mağdur çocuklarının %70’i 11 yaşından küçük, %60’ı kız ve %40’ı erkektir. İstismarcıların da %96’sı erkek ve %85’i çocuğun tanıdığı kişiler. Aslında çocuklarımızı dışarıdan koruyoruz ama kendimizden koruyamıyoruz. En tehlikeli durumlardan biri de yakınlarımıza duyduğumuz güven çıkıyor bu tabloda. Tabii ki yakınlarımıza güvenmeliyiz ama önlemlerimizi de almalar. Çocuğun en güvenilir yeri anne babasının yanıdır” dedi.Cinsel İstismara uğrayan çocuklar için kurulan ÇİM( Çocuk İzleme Merkezi) hakkında bilgi veren Avukat Torunoğlu, “ÇİM, 4 Ekim 2012 yılında Ankara’da kuruldu ve daha sonra diğer illerde kuruldu. Şu an yaklaşık 32 ilde ÇİM var. Cinsel istismara uğramış çocuklar sivil görevliler tarafından alınıp merkeze götürülüyor. Hastaneler içinde kurulmuş olan bu merkezler, hastaneden bağımsız olarak çalışıyor. Bu merkezler çocuğun kendini rahat ve güvende hissedeceği merkezlerdir. Uzman psikologlar, Aile ve Sosyal Politikalardan görevli kişiler, Barolardan görevli avukatlar, uzman hekim, alanında uzman ve çocuğa soru yöneltebilecek herkes bu merkezlerde görevli olan kişilerdir. Bu merkezlerde amaçlanan ise çocuğun aynı vakayı bir daha yaşamaması, tek seferde bu işin çözümlenmesi. Mesela mağdur çocuk hakim karşısına defalarca çıkmıyor” dedi.

İbrahim Akpınar
. . . .

Daha Fazla Haber