DİYANET PERSONELİNE “SİCİL VE DİSİPLİN CEZASI AFFI” İSTİYORUZ

Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, Diyanet İşleri Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatlarında çalışan tüm personeli kapsayacak bir uyum çalışması yapılmasının idare ile personel arasındaki sorunların çözümünde etkili olacağına dikkat çekerek, çeşitli sorunlar nedeniyle mağdur olan personeller için sicil ve disiplin cezası affı getirilmesinin gerekliliğine vurgu yaparak basın açıklaması yaptı.

Diyanet personelininin tarih boyunca ötelenip örselendiğini, ceza ve sürgün gibi disiplin cezalarıyla yıldırıldığını, idarelerin haksız uygulamalarına maruz kalarak mağdur edildiğini, mobbing ve keyfi uygulamalar dışında bir de yetkili sendika baskısıyla çeşitli yaptırımlara maruz kaldığına dikkat çekerek, bu nedenlerle Diyanet personeline sicil ve disiplin cezası affı getirilmesinin vicdanları rahatlatacağına vurgu yapan Hasan Türüt, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“İslam dininin bir ölçüsü de müsamaha ve hoşgörü dini olmasıdır. Bunun yanı sıra sulh, barış ve uzlaşma gibi anlamları da vardır. Her kurumun, her ferdin bu ahlak kurallarına uyması gerekir.İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işlerin yürütülmesi, din konusunda toplumun aydınlatılması ve ibadet yerlerinin yönetilmesinde görülen aksaklıklar ve çalışanların kusurlarından kaynaklı her türlü basit arızaların sulh, barış, af ve hoşgörü çerçevesinde çözülebileceği unutulmamalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı, maalesef din görevlilerini disiplin silahıyla yönetmeyi bir yönetim anlayışı olarak algılamakta ve disiplin cezalarını çözüm olarak görmektedir. Dini hizmetlerle görevli Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, çalışanlarına saygı göstermesi ve merhamet duyması, hoş görmesi, denetleyici ve soruşturmacılarına akılcı ve ölçülü olmayı öğütlemesi, peşinen suçlu ilan etmemeyi, sulhtan, barıştan ve aftan yana tavır sergilemelerini ve Allah’ın emirlerine saygı gereği ihsan da bulunmalarını tavsiye etmesi gerektiğini
hatırlatmak istiyoruz. Yeri göğü yaratan Allah, kullarını affederken, O’nun izinden gittiğini ifade edenlerin kızgınlıkları, kinleri, öfkeleri ve affetme konusunda gösterdikleri kötü niyetli tutum ve davranışları anlamak mümkün değildir. Kur’ân-ı Kerim’in Âl-i İmran 134. Ayetinde şöyle buyruluyor: “O takva sahipleri ki, bollukta da, darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.”

Rasulullah’da buyuruyor ki;”Elinizden geldiği kadar müslümanların cezalarını kaldırmaya çalışınız. Onun için bir çıkış yolu varsa serbest bırakınız. Devlet başkanının afta hata etmesi cezalandırmada hata etmesinden daha iyidir.”

Özellikle terör örgütleriyle herhangi bir bağı bulunmayan din görevlilerine sicil ve disiplin cezası affı getirilmesini istiyoruz. Din görevlileri, çeşitli kuruluşlar, kişiler ve zıt dünyevi görüşlere sahip kişiler tarafında zaman zaman haksız ve mesnetsiz bir şekilde iftiraya uğrayabiliyor ve şikâyet edilebiliyor. Soruşturma geçirip haksız bir şekilde hem maddi hem de manevi olarak zarara uğrayabiliyor.

Sayın Cumhurbaşkanımız, çeşitli nedenlerle haksızlığa uğrayarak mağdur edilen din görevlilerinin affı konusunda inisiyatif göstererek sicil ve disiplin cezası affı çıkarmalıdır.Çünkü mağdur ve mazlum duruma düşürülen din görevlileri çoğu zaman anlaşılamamış, karşı tarafta anlamamakta ısrarcı olmuştur. Meslektaşlarımızın pek çoğu kendilerini ifade edememişler ve mesnetsiz, gereksiz ve hukuksuz olarak disiplin cezalarına çarptırılmışlardır. Ceza veren kişiler önyargılı, anlamamakta ısrarcı, katı ve acımasız tavırlar takınarak cezaya yönelmişlerdir. Bu nedenle mağdur edilen din görevlilerine sicil affı ve disiplin cezası affı getirilerek mağduriyetleri önlenmeli, affın ve hoşgörünün önemi kurum yöneticilerine
hatırlatılmalıdır.”dedi.

Kırıkkale24 Haber Merkezi