Pandemi Döneminde Çocuklar Olumsuz Etkilendi
» - 15 Aralık 2021 19:04

Pandemi Döneminde Çocuklarda Bozulan Uyku Kalitesi Bağırsak İşlevlerini ve Yaşam Alışkanlıklarını Olumsuz Etkiledi

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, Covid-19 Pandemi döneminde bozulan uyku düzeninin, dengesiz beslenme ve fiziksel aktivite eksikliği ile beraber çocukların bağırsak fonksiyonlarını olumsuz etkilediğini, kabızlığın giderek artan bir sorun olduğunu söyledi.

Kırıkkale’de 450 çocuğun katılımıyla gerçekleştirdiği, pandemi döneminde bozulan uyku kalitesinin bağırsak işlevlerine ve yaşam alışkanlıklarına etkisini ele alan araştırmasının sonuçlarını paylaşan Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, kabızlığın hayat kalitesini bozan bir durum olduğunu ifade ederek “Biz Kırıkkale ilimizde yaptığımız çalışmamızda, Covid-19 pandemi döneminde, çocukların bozulan uyku düzeni ve kalitesinin bağırsak işlevlerini etkileyerek fonksiyonel kabızlık sıklığına neden olduğu sonucuna vardık. Ayrıca tuvalete gitme sıklığı ile pandemi döneminde değişen bedensel aktivite, beslenme şekli ve elektronik cihaz kullanımı arasında ilişki olup olmadığını da araştırdık” dedi.

Elektronik Eşyalarla Oynayan Çocukların Uyku Kalitesi Daha Kötü
Çocukların bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi elektronik cihazları kullanım alışkanlıklarının ve bu cihazlarla kaybettikleri zamanın da uyku sorunlarını ve ilişkili sorunları beraberinde getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, “Çocukların %94’ünün (425 çocuk) günlük en az 1 saat elektronik cihazla zaman geçirdiğini, yatmadan önce %55 oranında elektronik eşyalarla oynadığını ve bu çocukların uyku kalitesinin daha kötü olduğu tespit ettik. Elektronik cihaz kullanım süresinin uzamasının gece yatma saatlerinde gecikme, sabah kalkış saatlerinde gecikme, toplam uyku saatlerinde azalma ve uyku kalitesinde bozulma ile önemli derecede ilişkili olduğunu da araştırma sonuçlarımız bizlere söylüyor. Uyku kalitesi kötü olan çocukların %47’si kabız olup, bu çocuklarda uyku kalitesi normal olanlara kıyasla belirgin seviyede daha fazla kabızlık saptandı.” açıklamasını yaptı.

Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, ‘fastfood’ olarak ifade edilen, ayaküstü tüketilen gıdaların ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin, yetersiz su tüketimi ve hareketsiz yaşamın kabızlığın önde gelen nedenleri arasında yer aldığını vurguladı. Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, konuşmasının devamında “Çalışmada rastgele seçilmiş 4-18 yaş arası 472 çocuğa ebeveynleri aracılığıyla anket uygulandı. Kabızlığa sebep olabilecek organik bir hastalığı (hipotiroidi, anatomik bağırsak bozuklukları, nörolojik sorunlar) olan 22 çocuk çalışmaya alınmadı. Kalan 450 kişi ile çalışıldı. Her soru için katılımcılara gerekli açıklamaları yapmamızın ardından katılımcılar sorularımızı cevapladı. Araştırmamızın neticesinde 450 kişinin 30’unda (%7) bozuk uyku düzeni, 115’inde (%26) fonksiyonel kabızlık saptanırken 12-18 yaş çocuklarda kabızlığın daha sık görüldüğü belirlendi (%31). ‘Fastfood’ ve karbonhidrat ağırlıklı beslenenlerde kabızlık oranı %44 olup, günlük sıvı alımı 1,5 litre altında olan 305 çocuğun 84’ünde (%28) kabızlık sorunu vardı. Anne sütü almamış çocuklarda %47 oranında ileriki yaşamlarında kabızlık görüldü. 24 aya (2 yaş) kadar anne sütü alım süresi arttıkça kabızlık oranında anlamlı derecede azalma olduğu görüldü. Çocukların %66’sının (296 çocuk) Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre yeterince bedensel aktivite yapmadığını ve bu çocukların da önemli bir kısmının (%27) kabız olduğunu gözlemledik” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman çözüm olarak “Bu durumda ailelerin yapacakları en önemli şey, çocuklarının yatağa gitme ve uyku saatlerini düzenlemek, uyku öncesi elektronik cihazlarla vakit geçirmelerini önlemek ve en önemlisi gün içinde elektronik cihazları kullanım sürelerini ‘akılcı kullanım’ yönünde kısıtlayarak uygun zamanlama yapmak, çocukların sağlıklı beslenmelerine özen göstermek, ayrıca spor ve egzersiz yapmalarına fırsat sağlamaktır.” önerilerinde bulundu. Prof. Dr. Gülerman, araştırma sonucunun, çocukların yaşadığı bu sorunların aşılmasında ebeveyn ve çocuk eğitimlerinin önemini ortaya koyduğunu ifade etti.

Kırıkkale24

Pandemi Döneminde Çocuklar Olumsuz Etkilendi

Pandemi Döneminde Çocuklar Olumsuz Etkilendi
Haber Tarihi: 15 Aralık 2021 19:04
Haber Adresi: https://www.kirikkale24.com/pandemi-doneminde-cocuklar-olumsuz-etkilendi/

Pandemi Döneminde Çocuklarda Bozulan Uyku Kalitesi Bağırsak İşlevlerini ve Yaşam Alışkanlıklarını Olumsuz Etkiledi

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, Covid-19 Pandemi döneminde bozulan uyku düzeninin, dengesiz beslenme ve fiziksel aktivite eksikliği ile beraber çocukların bağırsak fonksiyonlarını olumsuz etkilediğini, kabızlığın giderek artan bir sorun olduğunu söyledi.

Kırıkkale’de 450 çocuğun katılımıyla gerçekleştirdiği, pandemi döneminde bozulan uyku kalitesinin bağırsak işlevlerine ve yaşam alışkanlıklarına etkisini ele alan araştırmasının sonuçlarını paylaşan Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, kabızlığın hayat kalitesini bozan bir durum olduğunu ifade ederek “Biz Kırıkkale ilimizde yaptığımız çalışmamızda, Covid-19 pandemi döneminde, çocukların bozulan uyku düzeni ve kalitesinin bağırsak işlevlerini etkileyerek fonksiyonel kabızlık sıklığına neden olduğu sonucuna vardık. Ayrıca tuvalete gitme sıklığı ile pandemi döneminde değişen bedensel aktivite, beslenme şekli ve elektronik cihaz kullanımı arasında ilişki olup olmadığını da araştırdık” dedi.

Elektronik Eşyalarla Oynayan Çocukların Uyku Kalitesi Daha Kötü
Çocukların bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi elektronik cihazları kullanım alışkanlıklarının ve bu cihazlarla kaybettikleri zamanın da uyku sorunlarını ve ilişkili sorunları beraberinde getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, “Çocukların %94’ünün (425 çocuk) günlük en az 1 saat elektronik cihazla zaman geçirdiğini, yatmadan önce %55 oranında elektronik eşyalarla oynadığını ve bu çocukların uyku kalitesinin daha kötü olduğu tespit ettik. Elektronik cihaz kullanım süresinin uzamasının gece yatma saatlerinde gecikme, sabah kalkış saatlerinde gecikme, toplam uyku saatlerinde azalma ve uyku kalitesinde bozulma ile önemli derecede ilişkili olduğunu da araştırma sonuçlarımız bizlere söylüyor. Uyku kalitesi kötü olan çocukların %47’si kabız olup, bu çocuklarda uyku kalitesi normal olanlara kıyasla belirgin seviyede daha fazla kabızlık saptandı.” açıklamasını yaptı.

Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, ‘fastfood’ olarak ifade edilen, ayaküstü tüketilen gıdaların ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin, yetersiz su tüketimi ve hareketsiz yaşamın kabızlığın önde gelen nedenleri arasında yer aldığını vurguladı. Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, konuşmasının devamında “Çalışmada rastgele seçilmiş 4-18 yaş arası 472 çocuğa ebeveynleri aracılığıyla anket uygulandı. Kabızlığa sebep olabilecek organik bir hastalığı (hipotiroidi, anatomik bağırsak bozuklukları, nörolojik sorunlar) olan 22 çocuk çalışmaya alınmadı. Kalan 450 kişi ile çalışıldı. Her soru için katılımcılara gerekli açıklamaları yapmamızın ardından katılımcılar sorularımızı cevapladı. Araştırmamızın neticesinde 450 kişinin 30’unda (%7) bozuk uyku düzeni, 115’inde (%26) fonksiyonel kabızlık saptanırken 12-18 yaş çocuklarda kabızlığın daha sık görüldüğü belirlendi (%31). ‘Fastfood’ ve karbonhidrat ağırlıklı beslenenlerde kabızlık oranı %44 olup, günlük sıvı alımı 1,5 litre altında olan 305 çocuğun 84’ünde (%28) kabızlık sorunu vardı. Anne sütü almamış çocuklarda %47 oranında ileriki yaşamlarında kabızlık görüldü. 24 aya (2 yaş) kadar anne sütü alım süresi arttıkça kabızlık oranında anlamlı derecede azalma olduğu görüldü. Çocukların %66’sının (296 çocuk) Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre yeterince bedensel aktivite yapmadığını ve bu çocukların da önemli bir kısmının (%27) kabız olduğunu gözlemledik” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman çözüm olarak “Bu durumda ailelerin yapacakları en önemli şey, çocuklarının yatağa gitme ve uyku saatlerini düzenlemek, uyku öncesi elektronik cihazlarla vakit geçirmelerini önlemek ve en önemlisi gün içinde elektronik cihazları kullanım sürelerini ‘akılcı kullanım’ yönünde kısıtlayarak uygun zamanlama yapmak, çocukların sağlıklı beslenmelerine özen göstermek, ayrıca spor ve egzersiz yapmalarına fırsat sağlamaktır.” önerilerinde bulundu. Prof. Dr. Gülerman, araştırma sonucunun, çocukların yaşadığı bu sorunların aşılmasında ebeveyn ve çocuk eğitimlerinin önemini ortaya koyduğunu ifade etti.

Daha Fazla Haber