Sorunları G-8’de Değil, D-8’de Çözelim

Saadet Partisi Kırıkkale İl Başkanı Faruk Vurgun, haftalık olağan basın açıklamasını parti il binasında gerçekleştirdi.

Açıklamada Vurgun, ülke ve dünya gündemi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu Parti İl binasında düzenlediği haftalık basın açıklamasında önemli değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi Kırıkkale İl Başkanı Faruk Vurgun, İslam coğrafyasında yaşanan sorunların çözümü için D-8’in canlandırılması gerektiğini kaydetti. Vurgun, İslam coğrafyasında yaşanan sorunların çözümü için D-8’in canlandırılması gerektiğini kaydetti. Bölgenin en sıcak gündem maddesi olan Katar krizinin son bulması için Malezya’da konferans düzenlenmesi çağrısında bulunan Vurgun, “Bizim diyalogla, konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir problem yoktur. Ne yazık ki, bugüne kadar çözümü hep yanlış yerlerde aradık. Bu sefer çözümü G-8’in Cenevre’sinde değil de, gelin D-8’in Malezya’sında arayalım. İnanın birçok şey değişecektir” diye konuştu.

Basın toplantısına Batman’da terör örgütü tarafından hunharca katledilen ve tüm Türkiye’yi yasa boğan Aybüke öğretmene Allah’tan rahmet, ailesine ise sabırlar dileyerek başlayan Vurgun, Maraş’tan Konya’ya, Yüreğir’den Kozan’a şehit ateşinin düşmediği yer, yakmadığı yürek kalmadığını kaydetti. Terör yoluyla sadece Türkiye’de değil, bölgemizde ve dünyada korku imparatorluğu oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çeken Vurgun, “Ancak bizi birbirimize düşürüp bin yıllık kardeşliğimizi bozmak, Türkiye’yi Irak’a, Suriye’ye çevirmek isteyenler yanılıyorlar, yanlış hesap yapıyorlar. Biz biliyoruz ki, aziz milletimiz en zor dönemlerde, en zor badireleri atlatmayı başarmıştır. Bu zorlu dönemi de el ele, omuz omuza vererek atlatacak, en kısa sürede barış ve kardeşlik yurdu bir Türkiye’yi kuracaktır” diye konuştu. Artan ve gencecik fidanlarımızı bizlerden koparan teröre karşı taviz verilmeden kararlılık ile mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Vurgun, ancak sorunun tamamı ile ortadan kalkması için bölgenin ve bölge insanlarının sorunlarının iyi analiz edilmesi gerektiğini belirtti. Vurgun, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Silah kullanana karşı silah kullanmadan bu mücadele yürütülemez. Ancak o bölgenin bütün problemi sadece silah mı işte o noktada durup o bölgede yaşayan insanların problemlerini psikolojik, ekonomik, kültürel, toplumsal yönden irdelemeye ve var olan sorunlara çözüm bulmaya mecburuz.”

Son günlerin diğer önemli gündem maddesi ‘Katar krizi’ ile ilgili de görüş bildiren Vurgun, tüm İslam coğrafyasının kirli bir planın parçası haline getirildiğini söyledi. Bölgemiz mezhep farklılıkları üzerinden bir Şii-Sünni savaşının içine çekilmeye çalışılıyor. Katar gerilimi bunun son örneği olarak gündeme oturdu. Bu suni gerilimin bölgemizi yeniden dizayn etmek isteyen mihraklar tarafından meydana getirildiğinin hâlâ farkına varamadık” dedi.Bu tür problemleri çözmesi gereken İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ne yazık ki hantal bir halde olduğuna değinen Vurgun, bu krizin çözülmesi için D-8’in yeniden canlandırılması gerektiğini belirterek şunları kaydetti: “İlk adım olarak hemen Malezya’da bir Katar konferansı düzenlenebilir. Bizim diyalogla, konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir problem yoktur. Ne yazık ki, bugüne kadar çözümü hep yanlış yerlerde aradık. Bu sefer çözümü G-8’in Cenevre’sinde değil de, gelin D-8’in Malezya’sında arayalım. İnanın birçok şey değişecektir.”Batılı devletlerin İslam coğrafyasını parçalamak için yaptıkları BOP haritalarının ortada olduğuna işaret eden Vurgun, 22 ülkenin sınırlarını değiştirmek istiyorlar. Nasıl yapacaklar? Bir yerde Şii-Sünni-Dürzî diye bölecekler. Diğer yerde Kürt-Türk diye. Bir başka yerde Arap-Acem. Bu oyunlara artık düşmemeliyiz. Bölge ülkeleri olarak her zamankinden daha sakin olmalı, daha sağduyulu hareket etmeliyiz” diye konuştu.Çatışma ve kargaşanın fitilini ateşleyen emperyal güçlerin yeni senaryosunun Katar olduğunu dile getiren Vurgun, bu durumun farkında olunması ve oyunu bozan adımların atılması gerektiğini kaydetti. Vurgun, “Her şey artık çok açık. Bu bölgede yaşayan bütün ülkeler, hepimiz tehdit altındayız. Bizleri en modern silahlarla donatanlar, sadece bizleri birbirimize kırdırmak istiyorlar. Yani bizleri birer taşeron olarak görüyorlar ve kullanmak için çalışıyorlar. Atılacak yanlış bir adım bu yüzyılın Kerbela’sı olur. Hiç kimse bunun vebalini ödeyemez, hesabını veremez” dedi.

İbrahim Akpınar